Biz Haziranda Susunca
Yemişlerden önce sararırdı yüzümüz
Üveyik avında incinen başaklarla
Küskün bir göçebe gibi alışırdık yaza
Ve heybemizde uğuldayan çamların ilahisi
Göğe açılan bir çift yaprak gibi
Toprağa yaslardık delişmen gövdemizi
Yetim bir ırmak gelip dayanırdı
Şakağına haziranın
Yemişlerden önce sararınca yüzümüz
Süvariler geçerdi ormanın yüreğinden
Susardık su başında çamların ilahisi
Yavru bir üveyik çırpınırdı göğsümüzde
Onu da içimize gömerdik haziranı da
Süvariler beğenmezdi göçebe yüzümüzü
Ve incinen buğday başaklarını
Haziranı ikiye bölerdi atların gözleri
Yetim bir ırmakta sürüklenince gökyüzü
Susardık içimizde çamların gümrah ilahisi…
Antalya, 1999