HİMMET KARATAŞ

Bir Varmış Bir Yokmuş

HİMMET KARATAŞ - Bir Varmış Bir Yokmuş

Dondurma Ağacı’na Çıkan Çocuklar / M.Ali Özdoğan*

Türk şiirinden çocuk imgesini çekip çıkarırsak şiirimizin tatsız tuzsuz bir hale döneceğini söylersek abartmış olmayız. Her şair, duygularını anlatmak için illaki çocuk imgesinin saf ve temiz doğasına ihtiyaç duymaktadır. Söz gelimi Dağlarca’nin, Turgut Uyar’ın, Sezai Karakoç’un, Zarifoğlu’nun, İsmet özel’in şiirlerinde çocuk, güçlü bir anlatım aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Karakoç, balkonun Türk kültürüne yabancılığını; Turgut Uyar, aile ve huzur ilişkisini, İsmet Özel, umudu ve savaşı çocuk üzerinden anlatmışlardır. Şiirdeki çocuk vurgusuna örneklemek için bu isimlerin yarana yüzlerce örnek yazılabilir.

Çocuk metaforu, birçok edebi eserde kullanılmış olsa da çocuk üzerine kurulmuş bir müstakil edebiyatın geçmişi çok eski değildir. Bugün, çocuğun kültür endüstrisinin bir tüketim enstrümanı olarak kurgulanması nedeniyle masal, hikaye, öykü, şiir alanlarında sayısız eser piyasaya sürülüyor. Kitle ileştişim araçlarından enformasyon bombasına tutulan anne babalar, sosyal medya uzmanlarının yönlendirmesiyle çocuk kitapları pazarında kaybolup gidiyor.

Çocukların şiirle buluşmasını engelleyen, onların şiir algısını sınırlayan, kısırlaştıran çeşitli faktörler bulunmaktadır. Ülkemizde insanların kitapla kurduğu zayıf bağdan en fazla şiir etkilenmektedir. Çocuk kitapları üzerine ciddi bir müktesebat oluşsa da çocuk şiiri türündeki eserler yeterli sayıda değildir. Öte yandan çocuk kitapları alanında piyasaya sürülen sipariş kitaplardaki kalite eksikliği ciddi bir sorundur. Yine belirli günler ve haftalar için yazılmış, kutlamalarda alelacele okunan metinlerin onların şiir anlayışına yerleşmesi çocukların şiirle sahici bir bağ kurmasının önündeki engellerden bir diğeridir.

Çocuk merkezli üretilen her ürüne dünyada ve ülkemizde ciddi talep var. Milli Eğitim Bakanlığı da ebeveynlerin çocuk kitapları konusunda kaybolup gitmemesi için çeşitli türlerde kitap basımına öncülük etmektedir. Onlardan birisi de çocuk şiirleri alanındaki kitaplar. Masal ve hikâye türündeki kitaplar kadar ilgi görmese de MEB, Eğitimci Himmet Karataş’ın Dondurma Ağacı isimli kitabını yayımlayarak çocukların şiirle buluşması için önemli bir adım attı.

Himmet Karataş’ın Dondurma Ağacı isimli eseri çocukların şiirle bağ kurması için önemli bir fırsat. Şiirlerin görsel anlatımına destek olmak için kitap Hüseyin N. Güleroğlu tarafından resimlenmiş. Karataş’ın kitabında 19 şiir yer almaktadır. Ö-Dev, Tek İsteğim, Kuzum, Kedim, Köpeğim, Dondurma Ağacı, Akıllı Telefon… Şiir başlıklarında ve şiirlerin içeriğinde çocukluk dönemine has ben dilinin izlerinin olduğu görülmektedir. Zira çocuğun şiirle ilk temas kurduğu noktanın şiir başlığı olduğunu kabul edersek Dondurma Ağacı’ndaki şiirlerin çocukların dünyasında karşılığı olacağım söylemek mümkündür.

Çocuk şiirinde aranılan özelliklerden birisi şairlerin sezgisini şiire yansıtmasıdır. Karataş, şiirde sezgi gücünü iyi kullanmaktadır. Çocuğun bir obje, olay ya da durumla karşılaştığında göstereceği çocuksu tepkiyi yazar, şiirlerine yansıtmaktadır. Çocuk şiirleri genelde kısa mısralardan oluşmaktadır. Dondurma Ağaa’nda da şair, en hayati meseleleri sözü uzatmadan en saf haliyle dile getirmektedir. Yazar, sezgi dünyasında çocuklarla buluşarak onlarla çocuklan ilgilendiren konulara aynı noktadan bakmaktadır. Şiiri hem kısaltmak hem de onu yalın bir dille anlatabilmek için derin bir düşünme eylemine gereksinim olacağım hatırlatalım.

Kitabın ilk şiiri Ö-dev başlığım taşıyor. Şair, pedagojik mesajlar içeren şiirinde eğitim sisteminin en tartışmalı meselesini dile getiriyor. “Çantan çok ağır diyor, / Babam her defasında./ Bilmiyor ki/Kocaman bir dev taşıyorum/ Gözleri başının üstünde/ Ödev” . Şair, Türkiye’de özellikle ilkokul çağındaki çocukların ağır çantalarla okula gitmesinin onlar üzerinde yaratacağı fiziksel tahribatın yanında çocuklarda ev ödevleri nedeniyle meydana gelen ruhsal tahribata da dikkat çekmektedir.

Günümüz modern toplumundaki aile yapısındaki çarpıklıklara Karataş, gözünü kapatmamıştır. Teknoloji bağlantılı aile içi kopuklukların en büyük mağduru kuşkusuz çocuklardır. Aile bireyleri teknolojik aygıtlarla kurduktan dünyalarında bir başlannayaşamaktadır. Bu ortamda ise çocuk dışanda kalmaktadır. Karataş, Baba Beni Dinle başlıklı şiirinde bu durumu çocuğun gözünden aktarmaktadır. “Bana balon alma baba./Şeker de istemiyorum artık, / Yeni Elbise de./Bir tek şey istiyorum senden:/Beni dinlemeni/ Maç imlemek için ne çok zamanın var babacığım./ Ne olurdu bir saat de/ Benimle oturup konuşsan/ Bak okuyabiliyorum artık/ Yayabiliyorum hayallerimi”. Öte yandan annenin de televizyon nedeniyle çocuklarıyla bağlantısı kopmuştur. Bir çocuğun Tek isteğim dediği şey,pembe dizileri izlerken gülüp ağlayan annesinin çocuğunun kendisinden bir isteği olduğunda onu kucağına alıp gülmesidir. McLuhan’ın teknoloji insanın uyantısıdır, sözü bugün tersine dönmüş durumdadır. Özellikle akıllı telefonlarla birlikte insan, teknolojinin bir uzantısına dönüşerek özne olma kabiliyetini yitirmiştir. Karataş, Akıllı Telefon şiirinde “Akıllı telefonu var ağabeyimin./ Hiç konuşmuyor,/ Ağlamıyor. Ne yapıyorsa/ Sevdirmiş kendini/ Hep el üstünde tutuluyor!” dizeleriyle de çocuğun aile içindeki yalnızlığının sesi olmaktadır. Oysa şaire göre konuşmak ve ağlamak insani bir eylemdir. Henüz ikinci çocukluk ya da ilk gençlik döneminde akıllı telefonlar tarafından esir alınmış bir neslin konuşma ve ağlama duygularından uzaklaşması düşündürücüdür. Çocuk şiirlerinde sıkça yapılan hatalardan birisi nostalji tuzağına düşmektir. Şairler, bugünün çocukluğundan ziyade kendi çocukluğunu anlatır. Oysa bugünün çocuklan ile dünün çocuklan arasında ciddi farklar vardır. Bana göre çocuk şiirleri büyükler tarafından okunsa da onlan kendi çocukluğuna götürmek gibi bir iddiası olmamalı. Dondurma Ağaa’ndaki şiirlerde nostaljiye yer verilmez. Söz gelimi şair, çocukların yarına dair bir hayalini dile getirir. Uyaya Çıkan Asansör gibi. Çocuk şiiri alanında eser veren şairler, illaki gökyüzü ile ilgili bir şiir yazmıştır. Çünkü gökyüzü; uçurtma, kuş, balon, yağmur, kar, güneş demektir. Bu kelimeler olmadan çocuk şiiri türünde yazılacak bir kitabın eksik kalacağını söyleyebiliriz. Bu unsurların çocukların dünyasında ayrı bir yeri vardır. Çocukların sevdiği şeylerin şiirdeki varlığı, çocuk için şiiri ilgi çekici hale getirecektir. Söz konusu kelimeler üzerine inşa edilen şiirleri bu açıdan değerlendirebiliriz. Bu bağlamda Dondurma Ağacı’nda çocuklann hayal gücü ile şairin imge gücünün çocuksu bir atmosferde bir araya geldiğini söyleyebiliriz. Örneğin Çocuk Bayramı (s. 10) şiiri gökyüzü, mavi, kuşlar, anne, güneş kelimeleri ile oluşturulmuştur. Büyüdüm Ben (s.20) şiiri de benzer kelimeler etrafında yazılmıştır. “Senin güzelliğinden/ bir gökyüzü yaptım anne./ Bütün çocuklar büyüsün diye/ Neşeli bir güneş çildim./ Büyümden onlar/ Hiçbir masala sığmadılar.” Çocuk şiirinin bir başka noktası soyut olguların somutlaştırılarak anlatılmasıdır. Bunun için şairin hayal gücünün devrede olması gerekmektedir. “Bizim evin önünden/ otobüsler geçer/ Şarkılarla, türkülerle./ Kuşlar geçer sonra/ Bisşim evin önünden./ Satıcılar, pastacılar/ Ve kelebekler geçer…” Bir büyük gözüyle bakıldığında evin önünden geçen otobüs, satıcı ve postacının fark edilmesi mümkünken kelebeklerin ve kuşların böyle bir kompozisyon içinde fark edilmesi kolay değildir. Yine Akdeniz şiirinde olduğu gibi soyut duygular somutlaştırılarak verilmektedir. “Açtım kollarımı,/ Sana koşuyorum./ Maviye boya/ Bütün umutlarımı.” Çocuklann gelişimsel özelliklerinden birisi de isteklerini ve düşüncelerini tekrar etmesidir. Elbette çocuklar için yazılan eserlerin de dil ve düşünce bakımında çocuğun gelişimsel özelliklerini yadsıması düşünülemez. Himmet Karataş’ın kitabının genelinde şiirlerde tekrarlar yapılarak hem akıcılık hem de anlatılmak istenen düşüncelerin berrak bir zemine oturması sağlanmaktadır. Bu haliyle okuru şaşırtan, çocuğun hayal dünyasına ve dil gelişimine katkı sunan kitap, çocuk şiirleri alanında önemli bir eser olarak literatürde yerini alacaktır.

Dondurma Ağacı, Himmet Karataş, MEB Kültür Yayınları

* Mahalle Mektebi Dergisi Sayı 71, Mayıs Haziran 2023