Adını kara geceden bildiğim ırmaklar
Aşkı kumların hatırasında mı saklar
Orada / yıkanmış korkularla yan yana
Ve çocuklar ürkek bir tavşanla dönerler
Irmakla soluk soluğa evlerine
Yıkanmış korkularla yan yana
İki yitik yolcu geçer aydan önce
Merdivenlerde iki büklümdür şehir
İlk sızıda kırılır gecenin şavkı
Apansız yakalanır aşk aydan önce
Saklanmıştır kumların hatıralarına
Diz boyu güldür -çocuklar yürür-
Bir ürkek tavşan kalır ırmağın kalbinde
Temmuz odun taşır kaldırımlara
Şehrin ıslığını güne rastık çekerek
Ateşini kumdan köşelerde saklar
Dalgın dolmuş şoförlerinin
Mavi yakalarında bir yakamoz gibi
Orada yıkanmış gökyüzüyle yan yana
Ateş – adres sorulacak bir tanıdık-
Aydan önce gidenleri görmüştür
Kepenkler kapanmadan güpegündüz
Ateş almıştır ay bir izli fişek gibi
Barut kokusudur -çocuklar yürür-
İki yolcu iki yaren gibi yaralı
Geçerler
Aydan önce keserek şehrin boyunbağını
Irmaklar
Zemheridir titrer tavşan gözlerinde
Temmuz
Odun taşır kendi kumuna
Orada
Aydan önce gidenlerle kol kola
İki yaralı ceylan gibi
Irmak ve temmuz
Ay doğmadan unuttuğumuz
2006, Himmet Karataş